
Trabzonlular ve Giresunlular 'kolbastı' oyununun kendilerine ait olduğunu iddia ediyor. Diğer kenti kültürel hırsızlıkla suçluyor
Yöresel ‘Kolbastı’ oyununu hem Trabzonlular hem de Giresunlular sahiplenince oyunun hangi ile ait olduğu konusunda tartışma başladı. Giresunlular, kolbastının figür ve müzikleriyle Giresun’a ait olduğunu ileri sürerek olayı ‘müzik hırsızlığı’ olarak değerlendirirken; Trabzonlular ise, tepkilere anlam veremediklerini belirtiyor: “Bu dans Trabzon’da doğdu ve asıl özelliği sergilenen figürlerdir. Giresunlular’ın tepkileri anlamsız.”
Yöresel ‘Kolbastı’ oyununu hem Trabzonlular hem de Giresunlular sahiplenince oyunun hangi ile ait olduğu konusunda tartışma başladı. Giresunlular, kolbastının figür ve müzikleriyle Giresun’a ait olduğunu ileri sürerek olayı ‘müzik hırsızlığı’ olarak değerlendirirken; Trabzonlular ise, tepkilere anlam veremediklerini belirtiyor: “Bu dans Trabzon’da doğdu ve asıl özelliği sergilenen figürlerdir. Giresunlular’ın tepkileri anlamsız.”
Trabzon’un Faroz Mahallesi’nde 1930’lu yıllarda oynanmaya başlanan, balıkçılık ve deniz hayatından figürler sergilenen ‘Kolbastı’, Trabzon’da 2007’de düzenlenen 1'inci Karadeniz Spor Oyunları’nın açılışında 100 kişilik bir ekip tarafından oynanınca, tüm Türkiye'de tanındı. Yörede hemen her düğünde, eğlencede oynanan ‘Kolbastı’nın ününün Türkiye hatta dünyaya yayılması sahiplenme tartışmasını da beraberinde getirdi.
Giresun Turizm ve Tanıtma Derneği Başkanı Asaf Zeki Kitapçı’nın, ‘Kolbastı’ oyununda Giresun müziklerinin kullanıldığını ileri sürmesi ve olayı ‘müzik hırsızlığı’ olarak nitelendirmesiyle tartışma alevlendi.
Kitapçı, ‘Kolbastı’ oynanırken kullanılan ‘Dere boyu kavaklar’ ile ‘Sokakbaşı meyhane’ şarkılarının müziğinin Giresun’a ait olduğunu vurgulayarak, “Bu kültürlere indirilen bir darbedir. Kolbastı Trabzon’un müziği ile, Giresun’un oyunları da Giresun müziği ile oynanmalıdır. Yapılan derlemeye tümüyle karşıyız. Her ilin ayrı bir kültürü, örf ve adeti vardır. Ne kadar yakın olsalar bile Ordu’nun, Trabzon’un, Giresun’un farklı yönleri vardır. Eğer Trabzon kolbastısını Giresun müziği ile oynarsak, yarın Giresun karşılamasını da Trabzon müziği ile oynarız. Ordu’nun derelerini Giresun müziğiyle, Hekimoğlu’nu da Trabzon kolbastısı ile oynayamayız” diye konuştu.
Bu müziklerin birbirine karıştırılması halinde kimsenin birbirinden farkının kalmayacağını ve kültürlerin öleceğini kaydeden Asaf Zeki Kitapçı, “Bu savunulacak bir konu değil. Ben de kolbastı oynuyorum ama Giresun müziği ile değil Trabzon müziği ile oynuyorum. Bu uygulamadan vazgeçilsin. Kültürümüze indirilmiş bir darbe ve aynı zamanda müzik hırsızlığıdır” dedi.
Giresun Müzik Dostları Derneği Başkanı Mehmet Yüksel ise, “İşin doğrusunu söylemek gerekirse kolbastı oyunu ve müziği tamamı ile Giresun’a aittir. Bunu zaten Trabzonlular da biliyor” diye konuştu.
Yüksel, “Dere boyu kavaklar ile Giresun’un ünlü Metelik oyununu alıp figürleri biraz hızlandırarak onun adını Trabzon kolbastısı yapmak ve oyunu Trabzon’a mal etmek kesinlikle etik değildir. Çünkü biraz araştırırlarsa 1943 yılında Muzaffer Sarısözen’in, Derelili Mustafa Bektaşoğlu’ndan kol oyununu ve Asım Karakaş’tan da Meteliği alarak derlediğini göreceklerdir. Bunun adı bir tür kültür hırsızlığıdır. Giresun’a ait olan ‘Dereboyu kavaklar’ türküsü ile Metelik oyununu yanlışlıkla değil, bilinçli olarak alınıp Trabzon kolbastısına çevrilmiştir. Onun için Trabzonlular’ın kendilerini düze çıkaracak savunma yapmaları mümkün değildir” ifadelerini kullandı.
Giresunlu mahalli sanatçı Ahmet Başaran da kolbastı havasının bir Giresun ezgisi olmasına rağmen derlemeci Çarşambalı Nejat Buhara tarafından Trabzon’da derlendiğini ve repertuara Trabzon ezgisi olarak girdiğini söyledi. Başaran, şunları söyledi:
“İçiçe yaşadığımız bölgemizde de, yoğun bir gelenek, görenek, kültür alışverişi söz konusudur. Bu alışveriş türkülere sahiplenme karmaşasını gündeme getirmektedir. Nedeni, halk kültürümüzü teşkil eden, halk kültürümüze yansıyan ortak objelerdir. Ortak kültürel değerlerimiz olan hayatımızın içindekiler, türkü ve oyun havalarımızda da dillendirilmektedir. Bu böyle olunca, bir Giresun ezgisi, Ordu veya Trabzon ezgisi olarak kayıtlara girebilmektedir. Çünkü ezgi oralarda da söylenmektedir. Diyelim ki derlemeci Giresun’a ait ezgiyi Ordu’da dinlemiştir, Trabzon’da dinlemiştir bu nedenle oralara mal etmiştir. Bunun en kısa anlatımı budur. Kolbastı, kolcu baskınlarından türemiş bir deyim ve oyun adıdır. Sadece Trabzon’da değil, Orta ve Doğu Karadeniz’in her tarafında kolbastı havaları vardır. Söz konusu kolbastı havası bir Giresun ezgisi olmasına rağmen derlemeci, Çarşambalı Nejat Buhara tarafından Trabzon’da derlenmiştir ve repertuara Trabzon ezgisi olarak girmiştir. Trabzonlular da doğal olarak bunu sahiplenmektedirler. Bunlar düzeltilmez mi, elbette düzeltilir. Kolbastı havaları ritm olarak ağır icra edilir. Ancak sözkonusu kolbastı havası son günlerde inanılmaz bir şekilde hızlandırılarak yeni bir tarz geliştirilmiştir. Kültürler canlıdır, değişkendir. Yozlaştırmamak koşuluyla bu hale dönüştürülmesinin de son derece normal karşılanması gerektiğine inanıyorum” dedi.
“İçiçe yaşadığımız bölgemizde de, yoğun bir gelenek, görenek, kültür alışverişi söz konusudur. Bu alışveriş türkülere sahiplenme karmaşasını gündeme getirmektedir. Nedeni, halk kültürümüzü teşkil eden, halk kültürümüze yansıyan ortak objelerdir. Ortak kültürel değerlerimiz olan hayatımızın içindekiler, türkü ve oyun havalarımızda da dillendirilmektedir. Bu böyle olunca, bir Giresun ezgisi, Ordu veya Trabzon ezgisi olarak kayıtlara girebilmektedir. Çünkü ezgi oralarda da söylenmektedir. Diyelim ki derlemeci Giresun’a ait ezgiyi Ordu’da dinlemiştir, Trabzon’da dinlemiştir bu nedenle oralara mal etmiştir. Bunun en kısa anlatımı budur. Kolbastı, kolcu baskınlarından türemiş bir deyim ve oyun adıdır. Sadece Trabzon’da değil, Orta ve Doğu Karadeniz’in her tarafında kolbastı havaları vardır. Söz konusu kolbastı havası bir Giresun ezgisi olmasına rağmen derlemeci, Çarşambalı Nejat Buhara tarafından Trabzon’da derlenmiştir ve repertuara Trabzon ezgisi olarak girmiştir. Trabzonlular da doğal olarak bunu sahiplenmektedirler. Bunlar düzeltilmez mi, elbette düzeltilir. Kolbastı havaları ritm olarak ağır icra edilir. Ancak sözkonusu kolbastı havası son günlerde inanılmaz bir şekilde hızlandırılarak yeni bir tarz geliştirilmiştir. Kültürler canlıdır, değişkendir. Yozlaştırmamak koşuluyla bu hale dönüştürülmesinin de son derece normal karşılanması gerektiğine inanıyorum” dedi.
1'inci Karadeniz Spor Oyunları’nda düzenlenen gösteriyi hazırlayan ve halen Karadeniz Uşakları adlı Kolbastı Grubu'nun sanat yönetmenliğini yapan Karadeniz Teknik Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Bölümü Başkanı Yrd.Doç.Dr. Engin Erşen ise, kolbastı oyununun 1930’lu yıllarda, Ankara çiftetellisinin adımlama teknikleriyle Trabzon’un Faroz Mahallesi’nde oynanmaya başlandığını ve gelişerek bugüne geldiğini belirtti.
Yrd.Doç.Dr. Erşen, şunları söyledi: “Biz 2007’deki spor oyunları öncesinde yöreye özgü bir şeyler sunmayı amaçlıyorduk. Zamanın Gençlik ve Spor Genel Müdürü hemşehrimiz Mehmet Atalay’ın aklına kolbastı geldi. Hem hareketli hem de çok ilginç bir danstı. Yaptığımız çalışmalarla bugüne kadar sokak aralarında, düğünlerde, eğlencelerde oynanan bu oyunu koreografik bir hale getirdik. Kolbastı adını ise Türk Patent Enstitüsü’ne başvurarak adıma tescil ettirdim. Başka yerlerde de kolbastı adı altında oyunlar oynanıyor ama bu kesinlikle Trabzon yöresine özgü bir oyundur ve kullandığımız müzikler de Trabzon yöresine aittir. Sözkonusu iki türküyü gösterilerimizde kullanmadık. Biz genellikle İbrahim Yızıcıoğlu, Fuat Saka, Sinan Yılmaz’ın türkülerinin üzerine kolbastı oynuyoruz. Karadeniz bölgesine yönelik müziklerle de oynanabilir ama burada zaten önemli olan dansın figürleridir ve bunlar tamamen Trabzon yöresine aittir. Fuat Saka ile de çalışmalarımız var ve sadece kolbastıya özgü bir müzik hazırlanıyor. Bu çalışma bittikten sonra bu tür tartışmaların da sona ereceğine inanıyorum.”
Yrd.Doç.Dr. Engin Erşen, kolbastının yaklaşık 90 yıldır Trabzon’da oynandığını ifade ederek, “Biz bu oyunu 2007’de yeni haliyle oynadık ve çok beğenildi. Popüler olunca da her tarafta Kolbastı ekipleri ortaya çıkmaya başladı. Şimdiye kadar kolbastıya bu kadar ilgi yoktu, kolbastıyla ilgilenen de yoktu” dedi.
Bazı kişilerin rant sağlamak istemesiyle kolbastı oyununa ilginin arttığını kaydeden Yrd. Doç. Dr. Erşen, “Biz her gün oyunun üzerine nasıl yeni bir şeyler koyarız diye düşünürken insanların bu tür şeylerle uğraşması çok anlamsız. Zaten oyunun patentini de bu yüzden Trabzon kolbastısı olarak değil sadece Kolbastı olarak aldık. Artık başkaları çıkıp, Giresun kolbastısı, Rize kolbastısı, Artvin kolbastısı diyemeyecek. Kolbastı tek ve Trabzon’undur” diye konuştu.
Öte yandan kolbastı oyununun tanınmasında Trabzonsporlu futbolcuların da büyük katkısı oldu. Özellikle Yattara, Song ve Gökhan Ünal, galip gelinen her karşılaşma sonrasında saha ortasında kolbastı oynayarak seyircileri coşturuyor. Yrd.Doç.Dr. Engin Erşen yönetimindeki Karadeniz Uşakları Kolbastı Grubu da maçların devre aralarında stadyumda yaptıkları gösterilerle izleyenlerden alkış alıyor.